• info@dralihakancesme.com
  • +90 505 221 10 22

SÜLÜK TEDAVİSİ

SÜLÜKLE TEDAVİ (HİRUDOTERAPİ) YÖNTEMİ

Latincede Hirudoterapi olarak adlandırılan sülükle tedavi yöntemi, aslında M.Ö 15. yüzyıldan bu yana kullanılmakta olan çok eski bir metoddur. Antik dönem Mısır ve Çin kayıtlarının yanı sıra Osmanlı tıbbında da sülükle tedavi yönteminin kullanıldığı, Avrupa da Fransız ve Almanların bu yöntemden yararlandıkları tıbbi kayıtlarda bulunmaktadır. Nikandros, Galen ve İbn-i Sina nın da sülükle tedavi yöntemlerini kullandıkları bilinmektedir.

Sülükle tedavi hacamat yönteminin doğal bir uygulamasıdır. Hacamat yönteminde hekimin neşter ya da özel uçlu iğneler yardımıyla deldikleri bölgeden kirli kanı akıttıklarını biliyoruz. Burada da sülükler sorunlu bölgede aynı işlemi ısırarak yapmaktadırlar. Aslında sülükler vücuttaki akupunktur noktalarına uygulanarak oradaki enflamasyonu emdikleri gibi(emerek şişebilirler şart değildir), asıl tedavi edici özellikleri kanı emerken salgıladıkları ve vücuda verdikleri enzimlerdedir. 100 ün üzerinde bioaktif madde içeren bu salgı sayesinde, vücuttaki kan dolaşımı düzenlenir.

Kanın pıhtılaşmasını engelleyici, ağrı giderici,kas gevşetici,antibakteryel (mikrop öldürücü),tansiyon dengeleyici,bağışıklık sistemini düzenleyici ve stres giderici etkilere sahip tıbbi sülüğün bu özellikleri nedeniyle bir çok hastalığın tedavisinde kullanılmaktadır.

  • Migren ve baş ağrılarının tümü,
  • Göz rahatsızlıkları,
  • Romatizmal hastalıklar,
  • Yumuşak doku travmaları,
  • Kalp ve damar hastalıkları,varis
  • Yüksek tansiyon,kolesterol,
  • İktidarsızlık,üreme organı hastalıkları,kısırlık,
  • Felç,kısmi felç,
  • Hormonel ve tiroide bağlı şişmanlıklar,
  • Kangren,yanık vakaları,her türlü deri hastalıkları (sivilce,egzama,sedef?.)
  • İyileşmeyen yaralar, ameliyat izleri,vs..
  •  

SÜLÜKLE TEDAVİ UYGULAMASI NASIL YAPILIR?

Sülük tedavisinin uygulanmasında dikkat edilecek en önemli husus, hastanın anemi yani kansızlık probleminin olmaması,kanının pıhtılaşmasını engelleyecek bir durumunun olmaması gerekmektedir. Ayrıca hasta kanı sulandıracak herhangi bir ilaç kullanmıyor olmalıdır.

Hamile ve emziren bayanlarda, kalp yetmezliği olanlarda bu tedavi uygulanmaz.

Boğaz,koltuk altı ve kasık bölgesinde ve büyük damarların geçtiği bölgelerde uygulanması sakıncalıdır.

Kullanılacak sülükler tıbbi tedavi için steril ortamlarda özel olarak üretilmiş,steril sülükler olmalı,sadece bir sefer kullanılmalı ve de kullanıldıktan sonra da uygun koşullarda imha edilmelidir.

Sülüğün uygulanacağı bölge tedaviden önce ılık su ile temizlenmelidir. Uzman hekimin kontrolünde, uygun akupunktur noktaları belirlenerek sülüğün o noktaları ısırması sağlanmalı, bu sayede tedavinin etkisi daha güçlü hale getirilmelidir.

Sülüğün ısırdığı yeri kendisinin bırakması beklenmeli, (bu süre yaklaşık 40- 50 dakika kadardır.) asla çekip çıkarılmamalıdır.

Sülüğün ısırdığı yer tedaviden sonra dezenfekte edilmeli,pansuman yapılmalı ve de bir gün açılmadan bekletilmelidir. Bu süre zarfında hasta kanı sulandırıcı ilaç kullanmamalıdır. Kanamanın sızıntı şeklinde 4-6 saat kadar sürmesi normaldir.

Sülüğün ısırdığı bölgenin tedaviyi takip eden günlerde kaşınması en sık karşılaşılan yan etkidir. Ancak kısa bir süre içerisinde kendiliğinden kaybolur.

Sülükle tedavi uygulaması, kesinlikle hekim kontrolünde ve steril bir ortamda yapılmalıdır.

SÜLÜK NASIL TEDAVİ EDER?

Bu salgı, 100’ün üzerinde biyoaktif madde içermektedir. Başlıca bu maddeler kanın pıhtılaşmasını engelleyici, oluşmuş pıhtıyı eritici, ağrı kesici, mikrop öldürücü, tansiyon dengeleyici, kas gevşetici, bağışıklık sistemini düzenleyici ve stres giderici etkilere sahiptir. Ayrıca sinir hücreleri ve liflerinin tamir edilmesini hızlandıran enzimlerdir.

  Yılda bir defa yapılan Sülük Tedavisi, o yıl içinde enfeksiyonlar başta olmak üzere birçok hastalığa karşı koruyucu etki göstermektedir.

SÜLÜK NASIL TEDAVİ EDER?

Tıbbi Sülükler sanıldığı gibi kirli kanı emerek tedavi yapmazlar. Tedavi edici özelliği kanı emerken diğer bir yandan vücuda tükürük salgısını vererek hastanın tedavisini sağlar. Tedavi edici özellik vücuda verilen salgıda gizlidir. Hirudin ,heparine göre 1000 kat daha etkilidir.Damar içinde trombositlerin yan yana gelmelerini engelleyerek trombus oluşmasını engellerler. Diğer taraftan damar içi trombusu yani kan pıhtısını eritirler Destabilase Hirustasin Bdellins Hyaluronidase Tryptaseinhibitor Eglins FactorXainhibitor Complementinhibitors Carboxypeptidase A inhibitors Histaminelikesubstances Acetylcholine AnestheticssubsctanceAyrıca sülüğün salyası bakterilere karşı koyucu antibakteriyel özelliğe sahiptir

SÜLÜK TEDAVİ Kürler şeklinde yapılır. Her kür 3 seanstır. Her seansta kullanılacak sülük miktarı kişinin hastalığına, yaşına, kan değerlerine bağlıdır. Normal şartlarda sülük adedi 3(üç) ile 5(beş) arasındadır.  Her seans arası üç gündür. Hasta sülük tedavisine alındıktan sonra sülüğün ısırdığı yerde 4 ile 24 saat arasında hafif kanama sızıntı şeklinde görülebilir. Duruma göre bandajlama işlemi yapılır. Bir gün sonra bandaj açılır. Sülüğün ısırdığı yerde Mercedes amblemine benzer kesi vardır.Isırık bölgesinde hafif kızarıklık ve kaşıntı olabilir. Yılda üç kür yeterlidir. Koruyucu olarak yılda bir kez sülük tedavisi yapılır.

* Sülük tedavisi neden bazı tıbbi tedavi yöntemlerine nazaran daha fazla tercih edilmektedir. Bazı durumlarda sülük tedavisi tıbbi tedavi yöntemlerine açık bir üstünlük sergilemektedir. Geleneksel tıbbın iyileştiremediği bir çok hastalık alternatif yöntem olarak sülüğün tıpta kullanımı ve faydalarına olanak sağlamaktadır.

Sülük Tedavisinin Yan Etkileri,Sülük Tedavisinin Zararları

Sülük tedavisi bazı kişilerde işe yaramayabilir. Sülük tedavisinin işe yaramadığı durumlar…

* Cildi soğuk olan kişilerde,

* Sigara içenlerde,

* Parfüm kullananlarda,

* Yaşlı insanlarda,

*Sülük tedavisinden şifa bekliyorsanız cildi ısıtmalı ve kokulardan parfüm esans gibi değişik koku salan maddelerden temizlemelisiniz. Ayrıca bazen cildi hafifçe iğne ile delerek bir toplu iğne başı kan çıkartmak, sülükleri ikna edebilmektedir.
Sülük tedavisi doğru uygulandığında yan etki ve zarar oluşturması imkansızdır. Ufak bir ısırık acısı haricinde hiç bir yan etkisi ve korkulacak yanı olmayan sülük tedavisi, sinek ısırığının acısından daha fazla bir ağrı ve sızıya sebep olmaz.